
Adım yok bu şehirde. Ama adım atmadığım sokak kalmadı. Ben Trabzon’un gecesinde doğdum, karanlığında büyüdüm. Beni kimse çocukken fark etmedi. Ne bir öğretmen adımı sordu, ne bir komşu gülümseyerek “iyi misin” dedi. Zaten zamanla ben de susmayı öğrendim. Susmak, en güvenli cevapmış meğer. Hayat beni yavaş yavaş itti, ama sonunda tek bir seçenekle baş başa bıraktı: Hayatta kalmak. Ve ben… hayatta kalmayı seçtim. Nasıl olduğunun önemi yoktu artık. İlk geceyi hatırlıyorum. Ayak sesleri, titreyen ellerim ve kapalı bir kapı. O kapıdan girerken içimde kalan son “ben” kırıldı. Sonra alışır gibi oldum… ama insan aslında hiçbir zaman tam alışamıyor. Sadece katlanmayı öğreniyor. Şimdi geceleri yine yürüyorum. Kimi zaman bir otel odasında, kimi zaman sahil kenarında biriyle buluşuyorum. Ama sabah olduğunda yalnız... okumaya devam et
Doğasıyla büyüleyen, huzuruyla içe işleyen bir yer varsa, orası hiç şüphesiz Düzköy. Ve şimdi, bu dingin atmosferin kalbinde ...
Karadeniz’in derin vadileri ve yeşilin her tonunu barındıran doğasıyla öne çıkan Hayrat, şimdi özel bir deneyimin arka planı ol...
Trabzon’un doğayla iç içe, dingin atmosferine sahip bölgelerinden Karaca, şimdi özel ve samimi buluşmaların yeni adresi haline ...
Trabzon’un hareketli sokaklarından uzak, doğayla iç içe bir bölgesi olan V, özel anlar için huzur ve gizliliğin buluştuğu bir adres sunar. Kendi...
Doğasıyla büyüleyen, tarihi atmosferiyle huzur veren Maçka, şimdi sadece gezginlerin değil, özel yakınlık arayanların da gözdesi.